Ey Ali!
Seni tanımamla birlikte “Kevir”ini açtım. Ruhunun ve kalbinin derinliklerinde yüzdüm. Kendi
gizli ve söylenmedik duygularımı onda buldum. Bundan önce kendimi hep yalnız
hissederdim. Hatta kendi duygu ve düşüncelerimden, gayri tabii kendimden
utanırdım. Fakat seninle tanışınca, yalnızlıkların uzağında bir kapının önüne
geldim. Seninle sırdaş ve dert ortağı oldum.
Ey Ali!
Sen bana “kendin” olma olgusunu öğrettin. Kendime
yabancıydım, manevi ve ruhi boyutlarımı tanımıyordum. Sen beni bir gül
bahçesine götürdün, kötülükleri ve güzellikleri görmem için bir gedik açtın.
Ey Ali!
Belki hayrete düşeceksin; geçen hafta “Bint-i
Cebel” savaş cephesinde idim. Birkaç gün cephe ilerisindeki “Tilli Mes’ud”
siperinde Emel gerillalarıyla birlikteydim. Yanımda bir kitap götürmüştüm, o
kitap senin “Kevir”indi.
Kevir ki; bir mana ve zenginlik âlemi… Beni bulutların ötesindeki
ezeliyet ve ebediyetle buluşturuyordu. Kevir
ki; onda yok oluşun çığlığını işitiyordum. Vücudun baskısından kurtulup,
gökyüzü melekûtuna doğru uçuyordum. Yalnızlık dünyasında vahdet mertebesine
ulaşıyordum. Kevir ki; benim vücut
cevherimi soyuyor, yakıcı hakikat güneşinin önünde çıplak bırakıp eritiyordu.
İhlas ve samimiyete ters düşen her şeyi yerle bir ediyor, beni aşk
kurbangâhında âlemi yaratana feda ediyordu.
Ey Ali!
Seninle birlikte Kevir’e gidiyorum. Yalnızlık Kevir’ine…
Tarihin o korkunç tufanında aşkın kavurucu ateşi altına.
Ey Ali!
Seninle birlikte hacca gidiyorum. Şevk ve
heyecanla, yücelik ve celal karşısında yok oluşa… Ve Allah’a senin bakışınla
bakıyorum.
Ey Ali!
Seninle birlikte Fırat kenarındaki hurmalıklara
gidiyorum.
Ey Ali!
Dert ve endişe sahibi olmayı gecenin kalbinde
buluyorum. Açılmış engin bir kuyu senin derdini bana döküyor.
Ey Ali!
Seninle birlikte Hz. Fatıma’nın küçük ama
küçüklüğüyle birlikte, dünyanın ve tarihin hepsinden büyük evini görmeye
gidiyorum. Öyle bir ev ki; Hz. Ali’yi, Fatıma’yı, Zeyneb’i, Hüseyin’i kendinde
toplamış. Öyle küçük bir ev ki; aşkın ortaya çıkış yeri, fedakârlığın, imanın,
istikametin ve şehadetin…
Ey Ali!
Senin kokun, ismin, sözlerin ve düşüncelerin beni
Allah’a daha çok yaklaştıran bir çeşit ibadettir.
Ey Ali!
Bizim tüm samimi
namazlarımızda bizimlesin. Bizlerin göklere her yükselişinde, bizlere eşlik
ediyorsun. Hak yolunda şehadet mertebesine ulaşan mücahitlere şahid ve
şehidsin.
Mustafa Çamran
0 Yorum:
Yorum Gönder