Herkese devrimci selam,
FHKC’den her yerde adalet, hürriyet, eşitlik ve
ilerleme için mücadele eden herkese selam.
Siyonizm hapishanelerinde ve hücrelerinde
olanlara, bugün işçilerin, halkın mücadele içerisindeki sınıfların günü olan 1
Mayıs’ın ateşine yüreklerini katan ve yürüyen, bugünü yücelten herkese selam. 1
Mayıs, yoksulların, ilerlemeyi ve değişimi çıkarına gören, mücadele içerisindeki
sınıfların haklarını ve çıkarlarını savunmaya bağlılığımızı tazelediğimiz gün.
Bu sınıflar, devrimin ön safındadır. Onlar, kapitalizmin, işgalin,
sömürgeciliğin ve ırkçılığın yıkıcı güçlerine karşıdır.
Anavatanda kamplarda ve diasporada yaşayan
insanlarımız selam ediyor. Filistin kampları, eskiden olduğu gibi bugün de
direnişin, halkın kavgasının ve devrimin kaleleridir, halk sınıflarının,
mücadele içerisindeki işçilerin, yoksul devrimcilerin ve devrimci aydınların
ortak cephesidir. Filistin kampları, devrimin ve halk ayaklanmasının
kuluçkalandığı yerdir. Bugün bu kamplar zor koşullara tabidir. Zulme,
ayrımcılığa, marjinalleştirme girişimlerine ve kuşatmaya rağmen, halkımız
ülkesine, köylerine, şehirlerine, zorla çıkartıldıkları yerlere geri dönme
hakkı için mücadele etmektedir.
Bugünkü mesajımız, Latin Amerika’da, Afrika’da,
Filipinler’de, Türkiye’de ve Yunanistan’da, sefaletin ve mücadelenin sürdüğü
kentlerde kavgaya can veren devrimci güçleredir: FHKC, bu 1 Mayıs günü sizinle
birliktedir. O, sömürgeciliğin hâkimiyetine, sömürü güçlerine, sınıfsal ve
sosyal baskı araçlarına karşı çıkan sömürülenlerin haklarını savunan her türden
çalışmaya bağlılığını tazelemektedir. Bizler, sömürü ve sermaye kampına karşı
alternatif teşkil edecek sosyalist bir toplum kurmak için en kapsamlı
uluslararası sol ittifakın kurulmasını talep ediyoruz.
1 Mayıs, eskiden olduğu gibi gelecekte de mücadele
günü olarak kalacaktır. O, devrimci, demokratik solun varlık sebebi olan temel
ilkelere bağlılığın adıdır. Adalet, hürriyet ve eşitlik gibi toplumsal değerler
uğruna mücadele edilmeli, halka hizmet etmek için uluslararası planda dayanışma
içerisinde olunmalı, insanlığın haysiyeti ve esenliği için çalışılmalıdır.
Ortak görevlerimizden biri de her yerde mültecilerin haklarını korumak,
göçmenleri ve yoksul sınıfları, özellikle emperyalist ülkelerde yaşayanları
savunmaktır.
İsrail hapishanelerinden, cesur yoldaşlarımızın o
kahramanca ve destansı bir şekilde sürdürdükleri açlık grevlerinin devam ettiği
yerden, bizler, bu değerlerin yüceltilmesi ve işgalci devletin boykot, tecrit
ve yaptırıma tabi tutulması adına hükümetlerinize baskı uygulamanızı,
tutsakların mücadelesine destek verecek eylemler içerisine girmenizi talep
ediyoruz. İşgalci devletin tecrit edilmesi, halklar ve uluslar düzleminde
kuşatılması, halkımızın ve tüm tutsakların hürriyete doğru bir adım daha
yaklaşmasını sağlayacaktır.
Yoldaşlar,
Bugün her yerde Filistin halkı, ulusal kurtuluş
mücadelemize yönelik olarak gerçekleştirilen acımasız ve beklenmedik
saldırılarla yüzleşmektedir. ABD ve İsrail’in, ayrıca bölgedeki gerici güçlerin
başını çektiği kapsamlı ekonomik, politik ve güvenlikle alakalı saldırılar,
bize karşı açılmış savaşın parçasıdır. Bu savaşın amacı, her şeyden önce halk
sınıflarını hedeflemekte, Filistin halkının haklarını ve davasını tasfiye
etmeyi amaçlamaktadır.
Bugün Arap dünyasında ve bölgede yaşanan
gelişmeler, genel anlamda uluslararası sola mensup tüm güçlerin birleşip,
felâketlere, acılara ve savaşlara birlikte karşı koyulmasını talep etmektedir.
Bu birlik, bilhassa Trump ve sağcı, ırkçı, faşist kampın Arap milletinin
zenginliğini mideye indirme planlarını uygulamaya çalıştığı bir dönemde
zaruridir. Bu nedenle FHKC olarak bizler, sizleri, bir avuç generalin ve büyük
şirketin kukla gibi yönettiği Trump kampına karşı toplumlarınızdaki sessizlik
duvarlarını dövmeye çağırıyoruz.
Yoldaşlar, arkadaşlar,
Bugün İsrail denilen ırkçı yapı, işgal altındaki
topraklarda ve tarihî anavatanımız genelinde Filistinlilerin hayatlarına ait
tüm detaylarda kurumsallaşmaya, yerleşim amaçlı kanunları kökleştirmeye
çalışmaktadır. Burada amaç, sömürü, zulüm, ırk ayrımcılığı, kuşatma ve açlığa
mahkûm etme üzerine kurulu boyun eğdirme politikasını dayatmaktır. İsrail, 1948
sınırlarına göre Filistin toprağında, Batı Şeria’da, Gazze’de, Kudüs’te
halkımıza boyun eğdirmeyi öne alan bu yeni düzeni tesis etmeye çalışmaktadır.
Bugün kurtuluş mücadelemiz, yeni ve zor bir
aşamaya girmektedir. Buna karşın bizde halkımızın iradesine, işçilerimizin
cesaretine, onlardaki devrimci kapasiteye dönük güven alabildiğine derindir. Bu
irade köklüdür ve her şeyden daha güçlüdür.
FHKC’nin Filistin ve bölgede emperyalizm, Siyonizm
ve tüm adaletsizlik, toplumsal baskı güçlerinin karşısına dikileceğine ve her
daim ön cephede olacağına söz veriyoruz. Çünkü bu, bizim sorumluluğumuzdur. Bu,
bizim görevimizdir. Seçtiğimiz yol, halkımızın ülkesine geri dönüş hedefine
ulaşacağı, kurtuluşa varacağı, tarihî Filistin’de bağımsız bir Filistin
devletini kuracağı yoldur. O Filistin’in başkenti Kudüs olacaktır. Kudüs,
Filistin halkının ebedi, birleşik başkentidir.
Yaşasın hürriyet ve mücadele günü 1 Mayıs,
Yaşasın uluslararası dayanışma,
Zafer hürriyet ve haysiyet mücadelesi veren
Filistinli tutsaklarındır,
Dünyadaki tüm politik tutsaklara özgürlük,
Zafer kaçınılmazdır.
Yoldaşınız
Ahmed Sedat
FHKC Genel Sekreteri
Ramon Hapishanesi
1 Mayıs 2017
0 Yorum:
Yorum Gönder