05 Nisan 2016

,

Sönmeyen Ateş


20 Mart’ta Washington’da düzenlenen Amerika İsrail Kamu Bilgilendirme Komitesi konferansının yapıldığı binanın dışında toplanan göstericilerin arasında birkaç Filistinli aile de vardı.
Rüveyda Viddi isimli bir Filistinli, duygularını şu şekilde aktarıyordu: “Bu tip meselelerde epey faaliz, zira ailemiz ülkeye döndü, bu yüzden İsrail devletinin uyguladığı Siyonist ve yerleşimci siyasetten doğrudan etkileniyor.”
Rüveyda, Staten Island Koleji mezunu. Filistin’de Adalet Öğrenci grubunun bir üyesi. Gösteri için kardeşleri Gigi ve Sofi ile birlikte New York’a gelmiş.
Filistinlilerin eskiden beri yerleşik oldukları bir yerden, Bay Ridge, Brooklyn’den geliyorlar.
Viddi ailesi gibi buradaki diğer aileler de Filistinlilerin Siyonizme karşı ortaya koydukları direniş sürecinde yer almışlar.
“Annemin doğum günü 18 Mart Cuma. 1948’de doğmuş. O dönemde yaşanan birçok olayı anımsıyor. Savaş esnasında mağaralarda yaşamış. En büyük ağabeyi 15 yaşında savaşa katılmış.”
Rüveyda sözlerine şunu da ekliyor: “Annem hayatta. 68 yaşında, torunlarını dizinin dibine oturtup Filistin’de yaşadıklarını anlatır.”
Her Şey Böyle Başladı
New York, Detroit ve Şikago gibi kentlerdeki Filistinlilerin gösterileri Filistin’deki mücadele yoğunlaştıkça kalabalıklaşıyor.
Bu eylemlere ve örgütlere katılanların sayısı giderek artıyor.
İkinci İntifada’dan sonra Viddi ailesi gibi birçokları sürece dâhil olmuş.
Sofi o süreci şöyle anlatıyor: “İkinci İntifada’nın bizi nasıl etkilediğini anımsıyorum. Lisedeydim, Nur Okulu’na gidiyordum.”
Nur, Brooklyn’de Müslümanların gittiği özel bir okul. Filistinli eylemcilerin çoğu oradan mezun.
“İlk eylemlere o okulda katıldım. Gençlerin sesini çıkartmasını isteyen bir okuldu.”
Sofi sonrasında bir gazeteciyle tanışmış. Bu kişi cemaate medya konusunda eğitim vermiş. Derdini herkese anlatması, medyada yer alıp hikâyesini aktarması konusunda onu motive etmiş.
Politik faaliyetlere katılımını tetikleyen ailesi değil, bu türden faaliyetler.
“Eylemlere babam da gider, ama maalesef bizi götürmez. Annemse faal olmaya ilk başladığımda beni bu konuda teşvik etmişti.”
Rüveyda ise şunu söylüyor: “Beni eylemlere çeken ilk kişi ablam Sofi.”
Ayrıca bu süreçte bir de Filistin mahallesinin giderek büyümesinin de etkisi olmuş.
“Filistin cemaati eskiden pek politik değildi ama sonrasında politikleşti. Ardından ben daha ileriye doğru bir adım attım.”
“Yürümeye Başladığım Günden Beri”
Viddi ailesi politikleşme sürecini kendi meşreplerince yaşamış. Noel Süleyman ise böylesi özel bir politikleşme momentine hiç tanık olmamış.
“Yürümeye başladığım günden beri eylemlere giderim. Annem çok faaldi, tüm gösterilere katılırdı.”
Süleyman, Brooklyn’de Bay Ridge’in kuzeyindeki Sunset Park’ta yetişmiş.
Washington’daki eyleme biri 18 diğeri 12 yaşındaki iki oğlu ve 15 yaşındaki kızı ile gelmiş.
“Maalesef hiçbir sonuç elde edilemiyor oluşu cesaretimi kırdı. Uzun süredir içimde bir öfke birikti. Çok üzülüyorum bir yandan da.”
Çocukları da Süleyman’ın eylemlere katılımı yeniden düşünmeye itmiş. “Artık bir anneyim, kendimi ehlileştirmem gerek, halkıma zulmeden Siyonistlere yönelik tepki geliştirme tarzım konusunda maalesef bir miktar yumuşamam lazım.”
Sofi Viddi’nin de Sıtkı sıyrılmış küçük ve seyrek yapılan eylemlerden. Ama sonra İsrail 2004’te Gazze’ye saldırınca binlercesi gibi bu iki kadın da eylemlere tekrar katılmaya başlamış.
Süleyman’a göre yıllar içinde bu eylemlerin bileşiminde çok şey değişmiş. “Eskiden göstericilerin ekseriyeti Filistinli olurdu.”
Ama öte yandan karşı gösteri düzenleyen Siyonistlerin sayısı hep aynı kalmış.
“Gösteri yaparken Siyonistlerin söyledikleri belirli şeylere hemen tepki koyuyoruz. Oysa sakin olmak, konuşmadan ve tepki geliştirmeden önce biraz düşünmek gerek.”
2014’teki olaylardan sonra eylemlere nadiren katılmaya başlamış. Ama umudunu hâlâ koruyor, çocukları da öyle.
“Şimdi çocuklarım büyüdü, bence artık bir görüşleri olmalı. Kendi hikâyelerini yazmalılar. Ülkeleri için dövüşmenin ne demek olduğunu öğrenmeleri, neler yaşandığını bizzat görmeleri gerek.”
“Burada Bir Sese Sahibim”
Sofi’de konuşma bozukluğu var. İkinci İntifada’dan beri pek eylemlere katılmamış ama 2014 yazından sonra her hafta toplantılara, her gün de gösterilere katılmış.
Rüveyda ise yolunu kendi bulmuş. Filistin’de Adalet Öğrenci grubuna katılmış.
“Okulda bu gruba katılmamın nedeni hiç Filistinli olmamasıydı. Hillel kulübü ise sık sık etkinlik düzenliyordu.”
Hillel İsrail’in bağımsızlık günü kutlaması, Filistinliler buna Nekbe diyorlar. Arapça felâket anlamına gelen bu kelime devletin kuruluşunu ve 650.000 Filistinlinin etnik temizliğe maruz kalışını ifade ediyor.
“İşte o etkinlik zoruma gitti ve eylemlere daha fazla katılmaya başladım.”
Bugün iki kız kardeş Filistinlilerin Ülkeye Geri Dönüş Hakkı Koalisyonu içinde çalışıyor.
Sofi bu konuda şunu söylüyor: “Burada bir sese sahip olduğumdan, kendimi imtiyazlı hissediyorum. Artık o sesi Filistin’de zulüm gören Filistinliler adına kullanıyorum.”
Süleyman’ın umudu ileride de eylemlere daha fazla katılmak yönünde. Bunu hem kendisi hem de çocukları için istiyor.
“İçimde hiç sönmeyen bir ateş var. Yaşadığım sürece Filistin için mücadele edeceğim. Bir sonraki neslin benim yaptığım şeyi yapacağından emin olmak istiyorum.”
Joe Catron
4 Nisan 2016

0 Yorum: