İşgal devletinin suç işleme yöntemleri farklı arz
ediyor ve bu suçlar giderek artıyor. Bu devlet Batı Şeria ve Kudüs’teki
köyleri, genel olarak kentleri kuşatıyor, daha fazla duvar ve bariyer dikiyor,
ev yıkımlarını hızlandırıyor, Nablus’un doğusundaki Kirbet Tana’da 18 evi
yıkması bu sürecin bir parçası. Aynı devlet toplu tutuklamalara başvuruyor,
halka saldırıyor, şiddet uygulamaya devam ediyor, Aksa’ya yönelik tehditlerini
sürdürüyor, tüm bunlar Filistin gençliğinin körüklediği intifada ateşini
durdurmaya dönük nafile çabalar. Bu intifada, işgalcinin kırıp yok edemediği
yeni bir gerçeklik.
Bu işlenen cürüm ve işgalcinin işlemeye devam
ettiği diğer cürümler çifte standartçı siyasetiyle sessiz ve pasif kalan
uluslararası toplumun vicdanında birer kara lekedir. Aynı uluslararası toplum
dünyada teröre kurban verilen başka insanların yasını tutarken, bilhassa
Filistin’de halkımıza son altmış sekiz yıldır işgalci devletin terörüne,
cürümlerine ve katliamlarına ses çıkarmadığı gibi, onu meşrulaştırıyor ya da o terörün
kurbanlarını görmezden geliyor.
Cephe, intifadanın
hedeflerine hizmet etmek ve onun altını oymaya çalışan tüm girişimlere karşı
koymak için tüm enerjisiyle çalışılması gerektiğine dair çağrısını yineliyor.
FHKC
27 Mart 2016
27 Mart 2016
0 Yorum:
Yorum Gönder