18 Ocak 2016

, ,

Suudiler Savaşı Nijerya’ya Taşıyor


12 Aralık’ta Nijerya hükümet güçleri, ülkedeki Şii nüfusa karşı bir katliam gerçekleştirdiler. Bazı haberlere göre muhalif lider Şeyh İbrahim Zekzeki’nin ordu tarafından hapse atılıp işkenceye tabi tutulması ardından binden fazla insan öldürüldü.

Diğer yandan Nijerya, IŞİD’e karşı verilen mücadelede Suudilerle ittifak içerisinde olduğunu duyurdu. İki ülke de baskı ve insan hakları ihlalleri üzerinden eleştirilere muhatap oluyor. Suudiler, El-Kaide, IŞİD ve Nijerya’daki Boko Haram gibi terörist gruplara ilham veren Vehhabizm ideolojisini teşvik ediyor.

Son birkaç ay içerisinde tek hapse atılan Zekzeki değil. Nijerya, kökeni ne olursa olsun her türden politik muhalefeti eziyor. Tutuklamalar ve baskı politikası, nizamı yeniden tesis etme vaadiyle seçimleri kazanan emekli general Muhammed Buhari’nin iktidara gelmesinden birkaç ay sonra devreye sokuldu.

Zekzeki, ülkede öne çıkan, önemli bir muhalif isim. Söz ve eylemleri bağlı bulunduğu İslamî Hareket'in ezilmesi için yeterli görülüyor. Eric Draitser’a göre Zekzeki, küresel emperyalist çatışma dâhilinde bir araçtan ibaret:

“Temelde bence herkes Zekzeki katliamını yanlış okuyor. Konuyla ilgili kalem oynatan herkes, meseleyi uygun bir bağlam içerisine yerleştiremedi. Esasında bağlam Nijerya değildi. Burada ana bağlam olarak, bir yandan Suudi Arabistan ve Katar’ın bir yandan da İran’ın bulunduğu, daha kapsamlı işleyen küresel vekâlet savaşına bakmak gerekiyor.”

Buna göre Draitser, Zekzeki’nin tutuklanmasının hem 2 Ocak’ta Şeyh Nimr’in idam edilişi hem de Nijerya’daki siyasetle ilişkili olduğunu söylüyor. Esasında Suudiler, burada dünya genelinde İranlıları istikrarsızlaştırmaya ve kışkırtmaya çalışıyorlar.

İbrahim Zekzeki ve Nijerya’da İslamî Hareket’in Doğuşu

İran’da ABD ve İngiliz güçlerini deviren İslam Devrimi’ni esasta destekleyen kanaat şu idi: üçüncü dünyanın Batı’ya bağımlılığı yeni sömürgeciliğin ve tekelci kapitalizmin doğal bir sonucuydu. Bu derdin yegâne dermanı “işçi sınıfı enternasyonalizmi” idi. İran’ın başarısından ilham alan Zekzeki, 1979’da Nijerya’da İslamî Hareketi kurdu ve ülkede Şiilik anlayışını yaymaya başladı. Ülkenin yüzde 45’i Müslüman. İslamî Hareket’in doğuşundan önce nüfusun neredeyse tamamı Sünni idi. Şiilerin sayısı azdı ve ülkedeki önemli bir azınlıktı.

Afrika Danışmanlık Grubu Alt Sahra Afrika şubesi kurucusu Batu’l Ohayun şunu söylüyor: “Şiiler genelde Nijerya’ya gayet iyi entegre olmuşlar, ayrımcılık veya zulme maruz kalmıyorlar.” Ama Zekzeki’nin hareketi ile özel ve ayrıksı bir çatışma söz konusu. Hareketin merkezi ülkenin kuzeyinde bulunan önemli kentlerden Zarya.

Zekzeki hareketi ile Nijeryalı liderler arasındaki çatışmanın kaynağı Sünnilik-Şiilik arasındaki öğreti farklılıkları değil, zira Şiiler evrensel insan haklarına destek verdikleri ve Nijerya’nın İsrail ve Suudi Arabistan’la kurduğu ittifaklara yönelik muhalefetleri konusunda zerre pişmanlık duymuyorlar. Temmuz 2014’te Zarya’da Kudüs Günü kutlamaları esnasında Nijerya güçleri 34 göstericiyi katletti. Öldürülenler arasında Zekzeki’nin üç oğlu da vardı. Kudüs Günü, İsrail’in ırk ayrımcılığına karşı Filistinlilerin verdiği mücadelenin yüceltildiği bir tatil günü.

Nijerya ve Suudilerin İran’la Yürüttüğü Vekâlet Savaşı

Ama böylesi pozisyon alışlar Buhari’nin cumhurbaşkanlığının ilk günlerinde saldırılara maruz kalma noktasında yeterli birer sebepti. Draitser’ın da ifade ettiği üzere, saldırı ve tutuklamalara sebep olan Zekzeki’nin İran’la bağları idi:

“ABD merkezli terörizm karşıtı kaynaklar, Ortadoğu’dan ve tüm dünyadan kimi odaklar Zekzeki’yi İran’ın vekili olarak resmettiler. Zekzeki ve ailesi birçok kez İran’ı ziyaret etmiş, bu ziyaret İran devleti eliyle desteklenmişti. Şii olanlar ve İran’ı destekleyenler bile meseleyi bu şekilde değerlendirdiler. Tüm bu hareketler İran tarafından finanse ediliyordu. İran’ın Nijerya’daki İslamî Hareket'i de finanse ettiğine hiç şüphe duyulmuyordu. Zekzeki ve takipçileri neden Nijerya ordusunun hedefi oldu peki? Bunun sebebi neydi?

Suudi Arabistan ve Katar Suriye’de zemin kaybettikçe, İran’ın Rusya ve Suriye ordusu safında savaşa girmesiyle bu iki ülke dünyanın diğer bölgelerinde İran’ın çıkarlarına karşı hamleler yapmaya başladı.

Zekzeki katliamı da tam olarak bu noktada gerçekleşti. Nimr’in ve diğer Şii isimlerin idamı da buraya denk düşüyor. Tüm bunlar, Suudiler ve Katarlılar İran’ın vekil güçleri ve İran’ın nüfuzuna karşı dünya genelinde saldırının birer parçası.”

Draitser’ın ifadesiyle, Suudiler Yemen’de Husilerin iktidarı alması konusunda İran’ı suçluyorlar. Suudiler kanlı çatışmaya bu sebeple dâhil oluyorlar. Suudiler ve Katarlar aynı zamanda Boko Haram gibi terörist gruplar ve Müslüman Mağrip içinde El-Kaide gibi Vehhabi İslam’ı ilham kaynağı olarak gören grupların desteği üzerinden Afrika genelinde güç kazanıyorlar.

“Kanaatimce Suudiler ve Katarlılar yüksek komutadaki Nijeryalı subaylara ciddi paralar verdiler, hatta bunların arasında bir de general var. Burada amaç Zekzeki ve hareketini silmek, böylelikle İranlılara bir mesaj vermek. Sanırım Nijerya ordusunun İslamî Hareketi’nin tam tersi olan Boko Haram yerine Zekzeki’nin hareketine odaklanmasının sebebi bu.”

Aralık’ta verdiği bir mülâkatta Nijerya’daki İslamî Hareket’in sözcüsü İbrahim Musa da Draitser’ın şüphelerini dile getiriyor:

“Muhtemelen bu hükümet eski cumhurbaşkanı Goodluck Jonathan’ın başlattığı işi bitirmeye karar verdi. Kanaatimize göre bu komployu Vehhabiler, İsrailliler ve onların Amerikalı sahipleri hazırladılar.”

Nijerya İsrail’in En Büyük Müttefikidir

Yirminci yüzyılın sonlarından beri Nijerya hükümeti ABD ve Suudilerin müttefiki olan İsrail ile güçlü stratejik ve ekonomik bağlara sahip. İsrail’in sağcı Siyonist gazetesi Arutz Sheva Eylül 2014’te yaptığı haberde Nijerya’nın “İsrail’in en büyük müttefiki” olduğunu söylüyor.

Arutz Sheva muhabiri Jonny Paul şu bilgiyi veriyor: “2012-2013 arası dönemde Nijerya’nın İsrail’e yaptığı ihracat 165 milyon dolardan 276 milyon dolara çıktı.” 50 kadar İsrail şirketi Nijerya’da şube açarken, İsrail’de 5.000’in üzerinde Nijerya şirketi faaliyet yürütüyor.

Eylül 2015’te Mekke’de yaşanan, 700’den fazla hacının öldüğü, 800’ünün yaralandığı izdiham sonrasında Suudi hükümeti önlem almadıkları, alınan güvenlik önlemlerine uymadıkları için hacıları suçladı. Zekzeki, bu olay üzerine “Suudi hükümetinin öldürdüğü bu hacıları suçlaması saçmalık, bu, insanı aşağılayan bir yaklaşım, burada suçlu olan Suudi hükümetidir. Bu sözleri trajedinin gerçek sebebini örtbas etmek için sarf ediyorlar.” dedi. Zekzeki, Suudi kraliyet ailesini suçladı. İzdihamın yaşanmasının sebebi bu ailenin bölgeye yaptığı ziyaretti. “Zekzeki’ye göre trajediye sebep olan, Suud prensinin konvoyu idi. Zekzeki, bu suça iştirak eden herkesin ölüm cezasına çarptırılması gerektiğini, binlerce masum hacının ölümüne sebep olduklarını söyledi.”

Zekzeki’nin bu sözlerini aktaran The Daily Truste gazetesinde çıkan haberde Zekzeki, sadece Mekke’deki felâket konusunda Suudi liderlerini suçlamakla kalmadı, ayrıca tüm Ortadoğu’da yaşanan ızdırapta Suudilerin payı olduğunu söylüyordu. “Suudiler dünyayı kandıramazlar, işledikleri suçlar ve yaşanan trajedi konusunda kendilerini temize çıkartamazlar. Zira Yemen, Bahreyn, Irak ve Suriye’de kendi din kardeşlerini öldürenleri tüm dünya tanıyor.”

Demek ki Zekzeki, Nijerya Suudilerle diplomatik bağlarını sağlamlaştırdığı bir süreçte tutuklandı. Nijerya Suudilerin gündeme getirdiği “terörizm karşıtı” ittifakının bir parçasıydı. Hükümet sözcüsü Garuba Şehu 17 Aralık’ta “bu ülke söz konusu ittifaka resmen davet edildi. Cumhurbaşkanı Buhari bu konu üzerinde düşünüyor” diyordu.

Suudilerin öncülük ettiği terörizm karşıtı ittifak eleştirilerle karşılandı. Bu eleştirileri dile getirenler söz konusu ittifakın şüpheli olduğunu söylediler ve bunun Vehhabiliğin yayılması için kullanılacak başka bir cephe olarak tanımladılar. Konuyla ilgili eleştiriler ayrıca bu ittifakın El-Kaide, IŞİD ve Boko Haram’a ilham vereceği üzerinde duruyordu. Aralık ayında New Eastern Outlook sitesi de Zekzeki ve diğer isimlerin Suudilerin terörizme verdiği desteğe yönelik gerçekleştirdiği saldırısına dâhil oldu:

“Gerçekte onlarca yılın sunduğu kanıtların da ortaya koyduğu üzere aşırıcılara bağlı para askerlerden oluşan ordulara Batı parasının, silâhlarının, desteğinin ve talimatlarının aktığı ana kanal Suudiler. İslam’ın politik düzlemde saptırılmış bir versiyonunu temsil eden Vehhabilikle beslenen bu ordulara söz konusu destek, Batılıların ve Suudilerin Ortadoğu, Kuzey Afrika (MENA) ve diğer bölgelere yönelik jeopolitik arzularını gerçekleştirmek için veriliyor.”

Zekzeki’nin Destekçileri Tutuklama Sonrası Onun Sağlığından Endişeliler

Bir ordu sözcüsünün Zekzeki ve takipçilerinin ezilmesini savunması gerçekten şaşırtıcı. Zira bu hareket yıllardır barışçıl sivil itaatsizlik eylemleri gerçekleştiriyor. Nijerya ordusu sözcüsü Albay Sani Osman 16 Aralık’ta şunları söylüyordu: “Başkalarının yasal işlerini ve faaliyetlerini icra etmesine mani olmaları, yolları bloke etmeleri sebebiyle Şii grubu üyeleri insanların hayatlarını kaybetmesine sebep oldular.” Devamında albay şunları ifade ediyordu:

“Bu grup yıllardır yolları kapatıyorlar, sıradan yurttaşları tehdit ediyorlar, onların güçlüklerle yüzleşmesine sebep oluyorlar, günlük hayatı rahatsız ediyorlar. Çünkü bunlar kanuna aykırı mıdır değil midir, yapılan eylem kanunî midir değil midir hiç bakmadan kamusal alanı kullanma konusunda ısrar ettiler. Bu durum asla hoşgörülemez ve kesinlikle engellenmelidir.”

Hoşgörülmeyen koşullar karşısında bir insanî hak olarak kabul edilen sivil itaatsizlik ordunun zulmünü, Zekzeki’nin oğullarından Ali’nin ve diğer yüzlerce kişinin ölümünü asla meşrulaştıramaz.

Zekzeki ve karısı Ziynet birkaç gün ortadan kayboldu. Sonra Nijerya polisi Aralık sonunda onların gözaltında olduğunu, tutuklama esnasında aldıkları yaralar yüzünden tedavi gördüğünü kabul etti. Nijerya polisi müfettişi “emrin yukarıdan geldiği”ni, tek bir destekçisinin bile Zekzeki ile temas kuramayacağını söyledi. Zekzeki’nin hareketine mensup kişiler her ne kadar barışçıl hareket edeceklerini ısrarla dile getirseler de Nijerya ordusu hareketin Zarya’daki kurmay başkanına suikast düzenleyeceğini söyleyip durdu.

Zekzeki’nin İslamî Hareket'i hakları ve liderleri için gösteriler düzenlemeye devam ediyor. Harekete mensup bir grup kadın 6 Ocak’ta Zekzeki ve diğer tutuklu Şii Müslümanların serbest bırakılmasını talep etmek için bir yürüyüş düzenledi.

“Çoğunluğu siyah giyinmiş kadınlar Kaduna’daki Nijerya Gazeteciler Sendikası bürosuna yürüdüler. Ellerinde dövizlerle liderlerinin ve hareketin diğer üyelerinin serbest bırakılmasını talep ettiler.”

Şii Kadın Kolu sekreteri Haciya Ayşe Hasan gazetecilere hükümetin “ölümlerden etkilenen tüm ailelere ve tüm ilişkilere Diyya (kan parası) ödemeyi” kabul etmesi gerektiğini söylüyor:

“Şeyh Zekzeki ve karısının derhal ve koşulsuz serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”

ABD dışişleri bakanlığı bile katliamın soruşturulmasını talep eden insan hakları savunucuları korosuna katıldı ama muhtemelen Nijerya gerekli hızlılıkta harekete geçmeyecek. Zekzeki’nin tutuklanması ülkede muhalif seslerin ezildiği bir dönemde gerçekleşti. Polis Biafralı ayrılıkçı grubun lideri Nnami Kanu’yu hâlâ elinde tutuyor. 18 Aralık günü Nijerya güçleri Kanu için yapılan yürüyüşte beş kişiyi vurup öldürdü. Nijerya güvenlik şefi Sambu Dasuki de gözaltında. Onun gözaltına alınmasının sebebi, Boko Haram’la mücadele için ayrılan fondan zimmetine para geçirdiği iddiası.

2 Ocak’ta eski kültür bakanı Femi Fani-Kayode Twitter’da Zekzeki ve diğer tutsaklara yapılan kötü muamele konusunda uyarıda bulunuyor.

Draitser’a göre, bu saldırıların bir suç ortağı da Amerika. “Nijerya’daki istikrarsızlık ABD eliyle kışkırtılıyor, zira ABD Nijerya’yı temelleri zayıf bir vekil ülke ve müttefik olarak görüyor. Hatırlayın, Nijerya son birkaç yıldır Çin’le önemli işlere imza atmıştı.”

Eylül’de International Policy Digest için yazılar yazan Taylor Butch “Nijerya Çin’in yeni en iyi arkadaşı” olduğunu söylüyor.

“On yıl önce stratejik ilişkiler kurmalarından beri Çin ve Nijerya arasında iki taraflı işleyen ticaret ilişkileri arttı.”

Petrol zenginlerinin Suudilerle İran, ABD ile Çin arasında yaşanan kavgada sahip olduğu güç karşısında, Nijerya halkının çilesi bir süre daha devam edecekmiş gibi görünüyor.

Bu noktada Draitser şu sonuca ulaşıyor: “Sanırım tanık olduğumuz şey, ABD’nin Nijerya’nın diğer safa geçmesine mani olmaya dönük çabaları.”

Kit O’Connell
15 Ocak 2016
Kaynak

0 Yorum: