19 Ocak 2016

,

Hz. Aişe'nin Evlilik Yaşı

Hz. Aişe’nin Hz. Muhammed (sav) ile Mekke’de kıyılan nikâhı esnasında altı yaşında, Hicret sonrası Medine’ye gittiğinde ise dokuz yaşında olduğu söyleniyor.

Bu yanlış bilgi, İslam’ın çocuk evliliğine izin verdiğine dair yanlış bir kanaate yol açıyor. Burada ifade etmek gerekir ki hadislerin sahihliği, anlatıcıların içinde yaşadığı ortam ve koşullar tarihsel gerçeklere denk düşmek zorundadır. Hz. Aişe’nin eşiyle birlikte yaşamaya başladığı sırada dokuz yaşında olduğunu söyleyen bir tek hadis vardır ve o da Hişam’a aittir.

Birçok sahih hadisin de gösterdiği üzere Hişam’ın aktarımı, herkesin belli bir uzlaşma ile ele aldığı Peygamber’in hayatı ile ilgili bir dizi tarihsel gerçeğe aykırıdır. Ömer Ahmed Osmani, Hâkim Niyaz Ahmed ve Habibur Rehman Kandulvi gibi âlimlere atıfla ben, Hz. Aişe’nin nikâh esnasında en az 18, Peygamber’in yanına taşındığında ise 21 yaşında olduğuna ilişkin kimi argümanlar sunacağım.

Ömer Ahmed Osmani’ye göre, Nisa Suresi’nde mallarını onlara geri vermeden önce evlilik yaşına varana dek yetimlerin velilerinin o yetim kızları sınamaları gerektiğinden bahsedilmektedir (4:6). Bu âlimlerin ulaştığı sonuca göre, Kur’an evlilik yaşı olarak asgari bir yaş belirlemekte, bunu da en az buluğ çağına girildiği yaş olarak tespit etmektedir. Bir kızın yasal statüsü onaylandığı noktada o artık reşittir.

Hişam bin Urva, söz konusu hadisi aktaran kişidir. Hişam’ın hayatı iki döneme ayrılmaktadır. Hicrî 131’de Medine’den ayrılır, Irak’a gider, bu esnada Hişam 71 yaşındadır. Hafız Zehbi sonraki döneminde Hişam’ın hafızasını yitirdiğinden bahsetmektedir. Medine’deki öğrencileri İmam Malik ve İmam Ebu Hanife bu hadisten söz etmemektedir. İmam Malik ve Medine’deki insanlar Irak’ta aktardığı hadislerden ötürü Hişam’ı eleştirmişlerdir.

Bu hadisi aktaranların hepsi Iraklıdır ve söz konusu hadisi Hişam’dan işitmiştir. Allâme Kandulvi’nin ifadesiyle, Hz. Aişe’nin yaşı ile bağlantılı dile dökülen kelime tissa aşara, yani on dokuzdur. Oysa Hişam sadece tissa, yani dokuz kelimesini işitmiştir (ya da hatırlamaktadır). Mevlânâ Osmanî bu değişimin sonrasında kötü niyetle ve kasten yapıldığını düşünmektedir.

Tarihçi İbn-i İshak, Siretü’l Resulallah isimli eserinde, İslam’ın ilân edildiği ilk yıl içerisinde İslam’ı kabul eden insanların bir listesini sunmaktadır. Bu listede Hz. Aişe’nin ismi “Ebubekir’in küçük kızı Aişe” olarak aktarılmaktadır. Eğer Hişam’ın hesaplamalarını kabul edecek olursak, Hz. Aişe o tarihte henüz doğmamıştır.

Hz. Muhammed’in ilk eşi Hz. Hatice’nin vefatından bir süre sonra Havle bint Azvar Peygamber’e Hz. Aişe’yi ima ederek bir gençle (bikrun) evlenmesini önerir (Musnad Ahmed). Bikrun kelimesi, Arapçada hiç evlenmemiş, buluğ çağına girmiş, evlenilmesine izin verilen genç kız manasındadır. Bu kelimenin altı yaşındaki bir kız çocuğu için kullanılması mümkün değildir.

Bazı âlimler, Hz. Aişe’nin Arabistan’da kızların erken yaşta olgunlaşması sebebiyle çok erken evlendiğini düşünmektedir. Ama bu, o dönemde Araplarda yaygın bir gelenek değildir. Allâme Kandulvi’ye göre, İslam öncesi veya sonrasına ait, bu konuyla ilgili herhangi bir kayda rastlanmamaktadır. Ayrıca bu hususun Hz. Muhammed’in Sünnet’i olarak teşvik edildiğinden de söz edilemez. Peygamber, kızları Fatima’yı 21, Rukiye’yi 23 yaşında evlendirmiştir. Aişe’nin babası Hz. Ebubekir’in en büyük kızı Esma evlendiğinde 26 yaşındadır.

Hz. Aişe’nin anlatımına göre, kendisi Bedir Savaşı’nda savaş alanındadır (Müslim). Buradan da onun Peygamber’in evine hicrî 1. yıl içinde taşındığı sonucuna ulaşılmaktadır. Ama kimsenin aklına dokuz yaşında bir kız çocuğunun riskli ve zorlu bir askerî çatışmaya dâhil olamayacağı gelmemektedir.

Hicrî 2. yılda Hz. Muhammed, Uhud Savaşı’na 15 yaşından küçük erkek çocuklarının alınmasına karşı çıkar. Dolayısıyla, O’nun 10 yaşındaki bir kız çocuğuna izin vermesi mümkün olabilir mi? Enes’in aktarımına göre, kendisi Aişe ve Ümmü Seleme’yi askerlere hizmet ederken, içi su dolu keçi postları taşırken görmüştür (Buhari). Ümmü Seleme ve Ümmü Ammara, Uhud’da bulunan diğer kadınlardır. Her ikisi de güçlü, yetişkin kadınlardır. Görevleri ise ölü ve yaralıları kaldırmak, yaraları tedavi etmek, ağır keçi postlarında su taşımak, cephane tedarik etmek, hatta kılıç tutmaktır.

Hz. Aişe, bir künye kullanmaktadır. Bu künye Ümmü Abdullah’tır. Abdullah ise onun yeğeni ve oğulluğunun adıdır. Eğer Hz. Aişe, nikâh esnasında altı yaşında ise evlatlık edindiğinde ancak sekiz yaşındadır ki bu yaş, evlatlık almak için yeterli ve uygun bir yaş değildir. Ayrıca, o kadar küçük bir kızın bir çocuğu büyütmesi ve evlatlık aldığı çocuğun ismini künye olarak kullanması mümkün değildir.

Hz. Aişe’nin yeğeni Urva bir seferinde onun İslam hukuku, şiir ve tarih ile ilgili derin bilgisine hiç şaşırmadığını, çünkü onun Peygamber’in eşi, Ebubekir’in kızı olduğunu söylemiştir. Eğer babası hicret ettiğinde sekiz yaşında ise o kadar şiiri ve tarihi babasından ne vakit öğrenmiştir?

Hz. Aişe’nin ablası Esma’dan on yaş küçük olduğuna dair genel bir uzlaşma söz konusudur. Esma, hicret esnasında 28 yaşındadır. Buradan da Hz. Aişe’nin hicret esnasında 18 yaşında olduğu sonucuna ulaşmak mümkündür. Peygamber’in evine taşındığında ise 21 yaşındadır. Hişam, sahih olduğu meçhul söz konusu hadisi aktaran tek kişidir. Zira bu hadis, o dönemin birçok tarihsel gerçeği ile çelişmektedir.

Nilüfer Ahmed
16 Şubat 2012
Kaynak

0 Yorum: