25 Ağustos 2015

,

George Jackson

21 Ağustos 1971’de hapishanede gardiyanlar tarafından vurulup öldürülen George Jackson, ABD emperyalizmine dönük itinalı analizi ve isyankârlığı ile kendi kuşağının devrimcilerine ilham vermiş bir isimdir.

On sekiz yaşındayken bir yıla mahkûm edilen Jackson, 11 yılını parmaklıklar ardında geçirir. Bunun yedi yılı hücrede geçer. Katledildiği vakit hücre cezasını çekmektedir. Gardiyanların direncini kıramaması, buna ek olarak mahkûmlar arasında yürüttüğü örgütlenme faaliyeti, onu Soledad ve San Quentin hapishanelerinin zorba idarecilerinin hedefi hâline getirir.

Jackson hapishanede komünist klasikleri okumaya başlar. Soledad Birader isimli kitabında şunu söylemektedir:

“Marx, Lenin, Trotskiy, Engels ve Mao ile tanıştım. […] beni günahlarımdan kurtardılar. İlk dört yıl boyunca ekonomi ve askerî fikirlerden başka bir şey çalışmadım.”

Hapishane hücresinde Kara Panter Partisi’ne katılır ve son kitabı Gözümdeki Kan’da reform ve devrim arasındaki farktan şu şekilde bahseder:

“Mülkiyet ilişkilerini ve ekonomik durumları değiştirmeksizin devlet personelinin görevlerini değiştirip devlet formlarını farklılaştırırsanız, sadece eski burjuva devrimi içerisinde başka bir reform aşaması üretmiş olursunuz. Mevcut dengesizlikleri değiştirme gücü […] servetin üretimi ve dağılımı üzerindeki kontrolle ilgilidir. […]

Devrimci değişim, yüzde birin elindeki her şeye el konulmasını ve tüm bu varlıkların geri kalan yüzde doksan dokuzun ellerine aktarılmasını ifade eder. Eğer yüzde bir sadece başka bir yüzde bire yerini bırakıyorsa, devrimci değişim gerçekleşmiş olmaz.”

Deirdre Griswold

0 Yorum: