12 Mayıs tarihinde Haiti halkı, Fransız
Cumhurbaşkanı François Hollande’ı “Yaşasın Dessalines! Kahrolsun Hollande!”
sloganları ile karşıladı. Jean-Jacques Dessalines, Fransız köle sahiplerine
karşı muzaffer olan Haiti Devrimi’ne uzanan nihai mücadeleye önderlik eden ve 1
Ocak 1804’te Haiti’nin bağımsızlığını ilân eden radikal Haitili generaldir.
Başında Cumhurbaşkanı Michel Martelly ve Başbakan
Evans Paul’un bulunduğu mevcut hükümet, başkent Port-au-Prince’teki
havalimanında Hollande ile bir araya geldi.
300 kişilik bir heyetle Haiti’ye gelmezden önce
Hollande, eskiden Fransızların elinde bulunan Karayip sömürgeleri, Martinik ve
Guadeloupe’u da ziyaret etti. Fransız şirketleri için iş fırsatları peşinde
koşmak için kısa bir süre Küba’ya gitti. Burada Başkan Raúl Castro ve eski
başkan Fidel Castro’yu ziyaret etti.
10 Mayıs’ta Guadeloupe’ta yaptığı konuşmada
Hollande, silâhın gücüyle köleliğe son veren ilk ulusun bir temsilcisi olarak
Martelly’yi selamladı. 1825’te Fransa’nın Haiti’ye dayattığı ve ülkenin
“yitirilen” malların tazminatı olarak 150 milyon altın frankı ödemeye mecbur
eden anlaşmayı kınadı. Bu noktada 1804 öncesi sömürgeci ülke eliyle zorbalıkla
köleleştirilmiş Haiti halkına atıfta bulundu.
Bu parayı “bağımsızlık fidyesi” olarak adlandıran
Hollande, aldığı alkış karşısında “Haiti’ye geldiğimde ülkeye olan borcumuzu
ödeyeceğim” dedi. (Haïti Liberté, 13-19
Mayıs)
Bu meblağ hiç de az değil. 2003’te eski Haiti
Cumhurbaşkanı Jean-Bertrand Aristide’in hükümeti Fransa’dan bu meblağı faiziyle
geri ödemesini istedi. Bu da toplam 21,6 milyar dolar tutuyor. Elbette
emperyalist Fransız hükümeti bu isteği geri çevirdi. Bugün söz konusu meblağ
faiziyle birlikte yaklaşık 26,7 milyar dolar.
Ancak daha Haiti’ye gelmeden Hollande sözünden
döndü. Sadece ülkesinin kölelikle ilgili “ahlakî” borcu olduğunu, Haiti
halkından “fidye” alındığını kabul etti. 11 Mayıs’ta David McFadden’ın yazdığı
üzere, “Fransız devlet yetkilileri, Hollande’ın finansal değil, ‘ahlakî bir
borç’tan bahsettiği üzerinde durdular.” (Associated
Press)
İlerici bir Haitili yazar olan Norluck Dorange da
bu noktada bir insanın “ahlakî bir borcu” nasıl ödeyeceği sorusunu sordu.
Başkentin Champ de Mars Meydanı’ndaki resmi
konuşmalar için kurulan kürsünün önünde binlerce öfkeli gösterici toplandı. Bu
insanlar, Hollande’ın gerçek borcu “ahlakî bir borca” çevirmesine çok
kızmışlardı. Bedelini halkının kanı ve teriyle ödeyen Haiti, finansal
yükümlülüğünü ancak 1947’de tam manasıyla yerine getirebildi.
Göstericilerin öfkeli olmasının bir diğer nedeni
de Martelly ve Hollande’ın Nisan 1803’te bir Fransız hapishanesinde ölen
Haitili lider Toussaint Louverture’ün anıtına çelenk koyması ama Fransızları
yenip Haiti’nin bağımsızlığını ilân etmiş olan Dessalines’in anıtını atlamış
olmasıydı.
Bazı üniversite öğrencileri, köleleştirilmiş
Haitilerin Fransız sömürge idaresi altında yaşadıkları dönemde olduğu gibi
giyinip birbirlerini zincirlediler. Bir kişi tıpkı Dessalines gibi giyinmiş,
aynı o büyük lider gibi at binmişti.
Kalabalık, “yaşasın tazminat! Yaşasın istirdat!
Kahrolsun işgal!” diye bağırdı. Halk, 2004’ten beri Haiti’nin Birleşmiş
Milletler Minustah askerî gücü eliyle işgal altında oluşuna da itiraz etti.
Çekilen videoların da gösterdiği üzere,
göstericiler militan kişilerdi, polis tomalar ve göz yaşartıcı gazla saldırana
dek asla geri çekilmediler. Polis, göstericileri Hollande gelmeden evvel
kürsüden uzaklaştırdı.
Martelly’nin umudu, yaklaşan
seçimler için mevcut sicilini temize çıkartmaktı ama umutları halkın direnişi
ile suya düştü.
G. Dunkel
21 Mayıs 2015
21 Mayıs 2015
0 Yorum:
Yorum Gönder