02 Ağustos 2014

Komünistler Noel Kartı Gönderir mi?


Bugün Amerikalı komünistlerde hayata dair kimi yanlış algılamaların olması gerçekten çok tuhaf. Genel kanaatin aksine bizler, dindar insanları kötülemek için çırpınıp durmayız. ABD Komünist Partisi Başkanı Gus Hall’un o ünlü deyişiyle, “bizim kavgamız kapitalizmledir, Tanrı ile değil.”

Bazı Amerikalı Hristiyanlar, Komünist Parti’ye üye oluyorlar. Diğerleri ise ortak kimi sorunlarla ilgili yürütülen çalışmalara katılıyorlar. Örneğin barış mücadelesini yürüten birçok komünist, esasen dinine bağlı insanlar. İyi Hristiyanlarla birlikte komünistler de yurttaş hakları, ölüm cezası ve fakirlere yardım edilmesi gibi alanlarda birlikte çalışıyorlar.

Bazı dindarlar, ilerici bir değişimin tesis edilmesi için işçi sınıfının sahip olduğu önceliğe dair kanaatimizi bile paylaşıyorlar.

Şirket medyası, tüm Hristiyanların birer çılgın, Bush destekçisi ve gerici olduğuna dair laflar söyleyip duruyor. Bunlar doğru değil. Kilise’ye giden insanların gerici olması kadar devrimci teolojiye bağlanmaları da mümkün. Birçok dindar insan bugün arafta kalmış durumda.

İlerici bir toplumsal değişim için mücadele eden her kesim gibi komünistler de teolojiyle ilgilenirler. Frederick Engels, 15. ve 16. yüzyılda Almanya’da yaşanan büyük köylü ayaklanmalarına eşlik eden teolojik değişimleri uzun uzun izah eder. Gericilerin kendi dinî yorumları varsa, ayaklanmanın lideri Thomas Münzer’in de kendi yorumu vardır. Engels, bu yorumu detaylı olarak açıklar. O, teolojik değişimlerin genelde bir devrime eşlik ettiklerini, bu türden değişimlerin devrimin zorunlu bir bileşeni olduğunu söyler. Tüm bunlar, Engels’in Almanya’da Köylü Savaşı eserinde gayet güzel bir biçimde izah edilmektedir.

Ronald Reagan’ın 1980’de sağcı iktidarını tesis ederken tanınmış kimi Protestan din adamlarını yanına çekmesi gerçekten bir talihsizliktir. Şirket medyasının da dinin işçi sınıfı karşıtı bir eğilimi desteklediğini söylemesi de üzücüdür. Bu noktada Genç Seneca’nın MS 30 yılında yaptığı şu alıntıyı hatırlatmak gerekir: “Din, avam tarafından hakikat, âlimlerce yanlış, yöneticilerce faydalı görülür.”

Genelde yönetici sınıf ve şirket medyası, Karl Marx’ın “Din halkın afyonudur” sözünü bağlamı dışına çıkartıp alıntılayarak Marksistleri kötülemek ister. Oysa söz konusu bağlam dâhilinde herkes, Marx’ın esasta dine değil, zulme karşı çıktığını anlar.

Genç bir devrimci olarak Marx’ın 1844’te söylediği söz şudur:

“Dinî ıstırap, aynı zamanda hem gerçek ıstırabın ifadesi hem de gerçek ıstıraba karşı protestodur. Din, mazlum varlığın iç çekişi, kalpsiz dünyanın kalbi ve ruhsuz koşulların ruhudur. Halkın hayalî mutluluğu olarak dinin ilga edilmesi, insanlara yapılmış, hayallere muhtaç olan koşulu terk etmelerine yönelik bir çağrıdır. Dolayısıyla tam gelişmemiş olan din eleştirisi, fani dünyanın eleştirisidir ki din işte bu dünyanın bir halesidir.”

Sosyal ilerleme için kavga eden tüm diğer samimi eylemciler gibi Komünist Parti de dindarları bağrına basmaktadır. Bu sebeple bir komünistten Noel kartı alırsanız, sakın şaşırmayın!

ABD Komünist Partisi Marksizm Okulu

0 Yorum: