07 Temmuz 2014

,

Direniş'e Karşı Cihad


Direniş’e karşı Cihad, bölgedeki yeni fay hattı. Bugün ABD’nin tekfirci cihadcılığı Direniş’i mağlup etmek için maniple edip araçsallaştırdığı gerçeği giderek daha açık bir nitelik arz etmeye başlamıştır. İnşallah, herhangi bir anti-emperyalist içerikten yoksun olan, yoğun biçimde mezhepçi bir İslamcılığı savunan IŞİD, Siyonist saldırganlığın onlarca yıldır yapamadığını, çökertme, parçalama ve (stratejik düzeyde devreye sokulmuş) terör aracılığıyla yapar!

Clinton’ın kötü şöhretli “El-Kaide’yi biz yarattık” lafını, Seymour Hersh’in Lübnan’daki El-Kaide bağlantılı militanların parasal açıdan desteklenmesinde ABD-Suudi Arabistan’ın oynadığı rolü ifşa eden 2007 tarihli makalesini ve IŞİD’in ABD’nin (ve tabii ki Suudilerin) İran-Hizbullah-Suriye-Irak Ekseni’yle yüzleşmede etkin bir biçimde kullandıkları yeni bir silâh olduğunu unutalım gitsin.

Obama, “Esad’ı yenebilecek, hazır durumdaki ılımlı bir Suriyeli güç” anlayışının “fantezi” olduğunu kabul etti, birkaç gün sonra da bu fantezinin fonlanması için Kongre’den 500 milyon dolar istedi; ertesi gün Obama’nın ima ettiği, önde gelen “ılımlı” İslamcı gruplardan birinin, Suriye Devrim Cephesi’nin lideri Independent gazetesine, El-Kaide’ye karşı yürütülen savaşın kendi sorunları olmadığını söyledi ve savaşçılarının Suriye’de El-Kaide’yi temsil eden Nusret Cephesi ile birlikte ortak operasyonlar düzenlediğini ifade etti; bir Kürd istihbarat kaynağının Telegraph’a aktardığına göre Kürdler, ABD ve İngiliz devletlerini Musul’un IŞİD tarafından ele geçirilmesinin an meselesi olduğunu bildirdiler ama bu uyarı “bir kulaktan girip diğerinden çıktı.”; Başbakan Malikî, Irak’ın kuzeyine ve batısına doğru ilerlemesine karşı bir önlem olarak satın alınan 36 F16 uçağının tesliminin gecikmesi konusunda ABD’yi suçluyor; Netanyahu, Obama’yı Irak’a yapılması muhtemel askerî müdahaleye karşı uyarıda bulunuyor ve “düşmanlarınız birbirleriyle savaşırken, içlerinden birini güçlendirmeyin. Her ikisini de zayıf düşürün.” diyor. Sonra da IŞİD Lübnan’a savaş ilân ediyor.

Gerçekler gün gibi ortada değil mi?

Emel Saed Gureyb

0 Yorum: