14 Ocak 2014

, ,

Kamboçya’da İşçi Mücadelesi


Kamboçya’da polisin konfeksiyon sanayisi işçilerinin ücret artışı talebiyle yaptıkları gösteri esnasında saldırıp dört işçiyi katletmesi ardından, saldırı emperyalist dünyadaki medyanın da dikkatini çekti. Bu medyanın sunduğu biçimiyle, hikâye basitti: Kamboçya hükümeti, yaşayacak kadar ücret talep eden işçilere baskı uyguluyordu.

Kamboçya’da konfeksiyon işçileri, haftada 6 gün, günde 48 saatlik çalışma sonucunda 80 dolar aylık maaş alıyorlar. İşçiler maaşların 160 dolara çıkartılmasını talep ediyorlar.

Haberlere göre, muhalefet partisi lideri işçilerin talebini destekliyor.

Ancak hikâyenin gerisinde medyanın göz ardı ne var?

Birincisi şu: hiçbiri Kamboçya’nın Vietnam Savaşı esnasında ABD güçlerince sayısız kez bombalandığını ve işgal edildiğini söylemiyor. 1970 Mayıs’ında, Başkan Richard Nixon’ın birkaç gün öncesinden kamuoyuna açıkladığı, savaşın Kamboçya’ya doğru genişletileceğine ilişkin karara karşı, Mississippi’deki Jackson Devlet Üniversitesi ve Ohio’daki Kent Devlet Üniversitesi’nde yapılan gösterilerde, Milli Muhafızlar ve polisin silâhsız öğrencilere ateş açıldığından da bahsetmiyor.

Bugünkü konfeksiyon işçilerinin mücadelesiyle ilgili haberlerde Kamboçya halkının, politik yapılarının ve ekonominin üzerinde söz konusu savaşın bıraktığı ve ülkeyi birçok yönden geriye çeken korkunç yaralar mevzubahis bile edilmiyor.

Kamboçya’da ülkedeki müteşebbislere taşeronluk veren milyar dolarlık konfeksiyon şirketlerinin rolü de hiç ele alınmıyor. Örneğin The Gap ülkede üretilen konfeksiyonun en büyük alıcısı durumunda. PBS NewsHour’dan Fred de Sam Lazaro’nun geçen Bahar aktardığı kadarıyla, “başkent Phnom Penh ve civarındaki 300’den fazla fabrikada yaklaşık 400.000 konfeksiyon işçisi çalışıyor. Bu işçiler, Avrupa ve Amerika’daki marka isimlere ve perakendecilere taşeronluk yapıyorlar.” (PBS, 31 Mayıs)

Aynı programda The Gap’ten Bobbi Silten şunları söylüyor: “Kamboçya’daki birçok bayii ile epey eskiye dayanan ilişkilerimiz var. Ülke son 10 yıldır en fazla kaynak üreten 10 ülkenin en tepesinde. Dolayısıyla orada olmak bizim için vazgeçilmez bir durum, kanaatimizce orada bulunmamızın nedenlerinden biri, Kamboçya’da uygulamaya konulmuş olan emek standartları.”

Başka bir deyişle, bu şirketler, Kamboçya’ya esas olarak ülkenin savaş ve savaş sonrası gelişmeler yüzünden çok fakir ve azgelişmiş kalmış olması, böylelikle işçilerin uzun yıllar sonra örgütlenmeye ve mücadele etmeye başladığı Çin gibi bölgenin diğer ülkelerinden görece daha düşük ücretler belirlemesi yönünde hükümete dayatmada bulunabileceklerini bildiklerinden gitmişler.

Bir dahaki sefer bir konfeksiyon mağazası zincirine gittiğinizde etiketlere bakın. “Bangladeş Malı” ve “Çin Malı” etiketlerinin yerini “Kamboçya Malı” ve “Vietnam Malı” etiketlerinin aldığını göreceksiniz.

Milyarder Zincirler Ülkeden Çekilmekle Tehdit Ediyorlar

Kamboçya’da üyeleri dev konfeksiyon zincirleri için taşeron olarak çalışan Konfeksiyon İmalatçıları Derneği isimli bir örgüt var. Dernek başkanı Ken Loo, greve giden işçilere “holigan” diyor ve Kamboçya hükümetine işçilerin taleplerini kabul etmemesini söylüyor. “Eğer hükümet asayişi korumak niyetinde olduğunu gösterirse, yatırımcının güveni yeniden kazanılacak ve sektör ilerleyecek, bu da sanayideki önemli bir dönüm noktası olacaktır. Ancak eğer hükümet önceki duruma dönülmesine imkân verirse, sanırım yatırımcıların çoğu ülkeyi terk edecek.” diyor Loo. (Channel NewsAsia, 6 Ocak)

Kamboçya hükümetinin de endişelendiği konu bu: siparişleri yaklaşık 400.000 konfeksiyon işçisi tarafından karşılanan şirketlerin daha ucuz bir yer bulup onları dımdızlak orta yerde bırakması. En azından ülkeyi terk etme bir tehdit düzeyinde hâlihazırda mevcut. Baskı da tam olarak buradan kaynaklı.

ABD’deki işçilerin de bilmesi gereken husus şu: Kamboçya halkının düşmanı onların da düşmanı. İşçileri her yerde aşağı doğru çeken, birbirleri arasında süren rekabete zorlayan ve küresel düzeyde faaliyetler içinde olan, emperyalist ülkelerde kurulu milyarder hâkim sınıftır işte bu düşman.

Kapitalist medyadaki haberler Kamboçya işçileri için verilecek tek cevabın oy sandıkları olduğunu söylüyor. Politik muhalefet partisi lideri Sam Rainsy’nin itibarını artırmak için çabalıyor. Rainsy işçilerin taleplerinin desteklenmesini istiyor.

İyi de kim bu Rainsy? Kendisi, Kamboçya’yı eskiden yönetmiş sömürgeci Fransa’da eğitim görmüş eski bir yatırım bankacısı. Rainsy, sınırdaki Vietnam karşıtı protestolar düzenlediği için 2009’da “ırkçı tahrik” suçlamasıyla yargılanmış. Cezadan kaçmak için Fransa’ya gitmiş, gıyaben suçlu bulunup 10 yıl mahkûmiyet almış. Görünüşe göre sahip olduğu güçlü dış destek sayesinde Kral Norodom Sihamoni tarafından affedilip muhalif bir politik parti kuracağı ülkeye geri dönmüş.

Kamboçyalı işçiler, içinde yaşadıkları berbat koşulların iyileştirilmesi için haklı bir mücadele veriyorlar. Onlar, ayağa kalkıp dövüşmezlerse, işçilerin haklarını ellerinden tek tek almakla tehdit eden küresel sermayeye karşı mücadele ediyorlar.

Emperyalist ülkelerdeki görece zengin sendikalar Kamboçya gibi ülkelerde yoğun sömürü koşullarında çalışan işçilere destek vermek suretiyle de işçilerin haklarını ilerletecekler. Ancak bu sendikaların, kapitalizmin kemendini işçilerin boynuna atmak gibi gerici bir amaç güttüğünü gizlemek için işçilere destek verdiği demagojisine sarılan Rainsy gibi, süslü sözler eden politikacıların tuzağına düşmemeleri gerek.

Deirdre Griswold
11 Ocak 2014
Kaynak

0 Yorum: