19 Ekim 2016

,

Gazze Duvarlarında Keder ve Öfke

Gazze’de bulunan 12 katlı bir binanın üzerine yirmi metre yüksekliğinde 15 metre genişliğinde bir duvar resmi.
“Kuşatılmış Çocukluk” isimli bu sanat eseri, yaratıcılarına epey ün kazandırmış. Resimde, kefiye takan, yüzünde melankolik bir ifade bulunan bir çocuk var. Çocuk, sanki hapishane hücresindeymiş gibi, iki demir parmaklığı tutuyor elleriyle.
Gazze şehrinin nispeten pahalı bir bölgesindeki Zafir 9 Kulesi üzerine kasten çizilmiş gibi. İsrail’in 2014 saldırısı esnasında savaş uçakları bu kulelerin ikizi olan Zafir 4’ü bombalayıp imha etti. Bu saldırı, sonrasında savaş suçu kabul edildi.
Kimse ölmedi ama ondan fazla insan yaralandı, kırktan fazla ailenin evi harap oldu. 200’den fazla insan evsiz kaldı. Uluslararası Af Örgütü bu operasyonu “askerî gerekçesi olmayan bir operasyon” olarak niteledi.
Resmi çizen dört isimden biri olan 25 yaşındaki Bilal Halid’in dediğine göre, 2015’te çizilen bu “Kuşatılmış Çocukluk” isimli resim, söz konusu ahlâksız yıkıma atıfta bulunuyor.
“Zafir Kulesi, epey kalabalık bir nüfusa sahip bir binanın hedef alındığı savaşta İsrail’in işlediği suçların bir kanıtı. Duvar resmi, bizim için bu gerçeği Gazze dışındaki dünyaya anlatma yolumuz.”
Son on yıl içinde Gazze muazzam bir yıkıma maruz kaldı.
İsrail’in gerçekleştirdiği üç büyük askerî saldırı ve on yıldır süren, malların ve insanların giriş-çıkışına mani olan, şehrin eski haline kavuşmasına mani olan abluka, binlerce insanın ölümüne, on binlercesinin yaralanmasına ve evsiz kalmasına sebep oldu. Psikolojik travma herkesi kuşatmış durumda. Altyapı harap oldu. Öyle ki Birleşmiş Milletler, sahil şeridinin 2020’de yaşanacak bir yer olmaktan çıkacağını söylüyor.
Bu yıkım esnasında medyanın geçtiği haberler hiçbir şeyi düzeltmedi. İnsanların hayal kırıklıklarını, öfkelerini ve acılarını ifade etmek için başka araçlara yüzlerini dönmeleri şaşırtıcı değil.
Duvara Yazı Yazmak
“Kuşatılmış Çocukluk” resminin doğmasına neden olan da Gazze’nin çektiği çilenin başkalarına aktarılmak istenmesi. Halid’e göre, bu resim aynı zamanda sanatçıların asla susturulamayacağına dair bir “mesaj”.
“Gazze kuşatma altında olabilir, ama Filistin’de olan biteni idrak etme ve onları farklı, yaratıcı yollardan dış dünyaya aktarma becerisine sahip sanatçıları var.”
Halid, Aksa Üniversitesi sanat fakültesinden mezun olmuş, Güney Gazze’deki Ferah kasabasında yaşıyor. Sanat faaliyetlerine on yıl önce fotoğraf ve heykel ile başlamış, ama kısa bir süre sonra hat sanatına ve duvar resimlerine geçiş yapmış.
Bilal Halid (Abid Zagut)
Graffiti Filistinli sanatçıların çok eskiden beri başvurduğu, uzun zamandır varlığını koruyan bir yol. İlk çıkış tarihi, 1936’da İngiliz idaresine karşı gerçekleşen ilk Filistin isyanına dayanıyor.
“Devrimci grafitti”nin en ünlüsü, belki de 1936’da İngiliz manda hükümetince gerçekleştirilecek idamdan önce bir tutsağın siyah kömürle Akre Hapishanesi’ndeki hücresinin duvarına yazdığı şu grafitti:
Kardeşim Yusuf’a:
Annene iyi bakasın.
Kızkardeşim, sakın yas tutmayasın.
Kanımı vatanım için feda ediyorum
Bu can senin gözlerin için ey Filistin.
Tutsağın kimliği bilinmiyor, ama birçokları bu şiirin Nabluslu Avad Nabulsi tarafından yazıldığına inanıyor. Dizeleri sonrasında devrimci bir şarkıya dönüştü. “Akre Hapishanesi’nden” isimli bu şarkı nesilden nesle, dilden dile aktarıldı.
61 yaşındaki İmad Kassem’e göre, hücre duvarlarına yazılan bu yazıların bazıları hâlen duruyor. Kassem, yaşadığı yer olan Gazze’de bir sahil kampında devriye atan üç askere düzenlenen saldırıda yer almakla suçlanıp tutuklanmış.
Kassem’in dediğine göre, Nakab Hapishanesi’nde altı ay hücrede kalmış, kendisinden önce gelenlerin yazılarını ve karalamalarını incelemiş.
“O daracık yere girdiğimde, oturup duvarları inceledim. Zamanımın önemli bir bölümünü önceki tutsakların çizdiği resimleri ve yazıları anlamaya çalışarak geçirdim.”
Bazılarının altında imza vardı. Hepsinin tarihi İngiliz mandası zamanına kadar uzanıyordu.
Kassem, böylelikle kendisinden öncekilerle bütünleşme, bir olma imkânı bulmuş. Yerdeki taşlar veya kömürlerle kendisi de bir şeyler çizmiş, aklındakileri duvarlara aktarmış. Birinde yas tutan bir ana, birinde özgürlüğün simgesi, birinde de kırılmış bir zincir var.
“Bir seferinde maskeli bir adam çizdim. Gardiyan görünce onu dilimle silmemi emretti. Reddettim. Bilincimi yitirene dek dayak yedim.”
Bu tür uygulamalar devam edip yayılmış. Gazze’nin her sokak köşesi bu türden duvar yazıları ile veya resimleriyle süslenmiş. Birçoğu açıktan politik, bazıları örgütlerin kendisiyle alakalı. Çoğu Filistin halkının çileli tarihini anlatıyor.
Sanat Politiktir
2014’teki Gazze saldırısı esnasında Halid İsrail hava saldırılarına ait yeni fotoğrafları ve dijital görüntüleri birleştirip kendi grafitti-fotoğraf tarzını geliştirmiş. Bombardıman fotoğraflarına çizimlerini eklemek suretiyle yaşanan yıkıma başka bir anlam kazandırma imkânı bulmuş.
“Bombanın yol açtığı dumanın fotoğrafı savaş süresince tüm sosyal medyayı kapladı. Böylelikle ben özgül bir şeyler denemek istedim. Bitap düşmüş yaşlı bir adam, kefiyeli bir kadın, oyun oynayan bir çocuk, ellerini dua için Allah’a açmış bir genç ve Gazze’nin barış içinde yaşama umudunu ifade etmek bir kalp çizdim.”
Bu çalışma, ilk intifadada sanatçıların sundukları örnekler üzerinden şiddete bir cevap vermeyi amaçlıyor. O yıllarda, 1987-91’de grafitti direnişe ait bir ifade yolu hâline geliyor.
Filistinli örgütler bu yöntemi haberleri aktarmak, duyurularını yapmak ve haklarını dile getirmek için bir araç olarak kullanıyor: hatta öyle ki örgütler “en iyi sanatçı bende” yarışına bile giriyor.
54 yaşında olan Hassan Veli Gazze’de bulunan Cebeliye mülteci kampında yaşıyor. İlk intifada esnasında Veli, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi üyesi. Dostlarının bazıları Gazze’de en faal grafitti sanatçıları.
En çok beğendiği örnekleri hâlâ anımsıyor. Bunlar hâlâ daha Gazze kamplarındaki duvarları süslüyor. Resimlerde en beğenilen öğe Filistin haritası. Bu çizim Siyonist milislerin 1948’de gerçekleştirdikleri etnik temizlik esnasında evlerini terk etmelerine dair bir andaç. Veli, Naci Ali’nin ünlü Hanzala karakterini, örgütlerin amblemlerini ve daha birçok şeyi çizen isim.
“Gruplara ayrışmış olsak da resim çizen, nöbet tutan, halkı koruyan tek güç olmalı, o ordu bizleri artık şaşırtmalı.”
Bilal Halid Kasım 2015’te “Kuşatılmış Çocukluk” eseri üzerinde çalışırken.
Yüzlerini kapayıp kamp sokaklarında hareket ediyorlar. Veli’nin ifadesiyle, İsrail askerleri bu grafitticileri artık daha da ciddiye alıyor. Bu iş artık daha da tehlikeli bir hâl alıyor. Yakalandıkları takdirde sonuçta ya öldürülüyorlar ya da tutuklanıyorlar.
“Her bir çizimin amacı, insanları cesaretlendirmek ve harekete geçirmek. Şehitlerimizi yücelterek, tutsakları anımsayarak adaletsizlik ve tarihimizle ilgili bilinci yayarak direniş ruhunu tetiklemek istiyorduk. İşe de yaradı. En azından İsrailliler sanatçıları ve tasarımcıları kovalamak için çok daha fazla zaman harcamak zorunda kaldılar.”
Nihayetinde halkı sanatçıların karşısına çıkartmak adına İsrail ordusu duvarlarına resim çizilmiş olan evlerde oturan insanları resimleri silmeye zorluyor. Bu, resimlerin onların sinirlerini zıplattığının en açık delili.
Veli, “duvar resimleri, grafitti ya da adına ne derseniz deyin, bu bir direniş sanatıdır.”
Halid bu söze katılarak şunu söylüyor:
“Grafitti bir devrimi tetikleyebilir. Tek bir ifade bile insanları harekete geçirebilir. Tek bir çizim insanları haklarını talep etme noktasında eyleme sokabilir.”
Sarah Algerbavî
18 Ekim 2016

0 Yorum: