05 Kasım 2014

, ,

Bolşevikler İktidarı Almalı

RSDİP(B) Petrograd ve Moskova Komiteleri ile
Merkez Komitesi’ne Mektup[1]

Her iki başkentin İşçi ve Asker Vekilleri Sovyetleri’nde çoğunluğu elde etmiş bulunan Bolşevikler iktidarı ellerine alabilirler, almalıdırlar.

Alabilirler, çünkü iki büyük şehirdeki devrimci unsurların aktif çoğunluğu halkı yanına alıp muhalefetin direnişini kırma, onu ezme ve iktidarı alıp onu elde muhafaza etme noktasında, yeterince büyük bir çoğunluktur. Zira Bolşevikler, derhal demokratik bir barış önerisinde bulunup, toprağı bir an önce köylülere vererek ve Kerenski’nin ezip yok ettiği demokratik kurumları ve özgürlükleri yeniden tesis ederek, kimsenin deviremeyeceği bir hükümet teşkil edeceklerdir.

Halkın çoğunluğu bizim safımızdadır. Bunun kanıtı, 6 Mayıs’tan 31 Ağustos’a oradan da 12 Eylül’e dek uzanan uzun ve acılı olaylarla dolu süreçtir.[2] Büyük şehirlerdeki sovyetlerde çoğunluğun kazanılması, halkın bizim safımıza geçmesinin bir sonucudur. Sosyalist Devrimcilerin ve Menşeviklerin tereddütlü tavırları ile onların saflarındaki enternasyonalistlerin sayılarının artması, aynı gerçeğin birer kanıtıdır.

Demokratik Konferans, devrimci halkın çoğunluğunu değil, sadece küçük burjuvazinin uzlaşmacı üst katmanını temsil etmektedir. Seçim sonuçları bizleri aldatmamalıdır. Bu noktada sovyetlerdeki seçimlerle Petrograd ile Moskova’daki şehir konseylerinde yapılan seçimler kıyaslanabilir. 12 Ağustos’ta Moskova’da yapılan grevle Moskova’daki seçimler karşılaştırılabilir. Bunlar, devrimci unsurların çoğunluğunun halka öncülük ettiği ile ilgili nesnel gerçeklerdir.

Demokratik Konferans köylüleri aldatmaktadır; o, köylülere ne barış ne de toprak bahşetmektedir.

Köylülerin taleplerini ancak bir Bolşevik hükümet karşılayabilir.

* * *

Tam da bu momentte Bolşevikler neden iktidarı almalı?

Çünkü Petrograd’ın yakında teslim olma ihtimali, şansımızı yüz kat azaltacaktır.

Ordunun başında Kerenski ve çetesi varken, Petrograd’ın teslimine mani olmak, bizim elimizde olan bir durum değildir.

Bizim kurucu meclisi “beklememiz” mümkün değildir, zira Petrograd’ı teslim alarak Kerenski ve çetesi, her zaman bu meclisin toplanmasını engelleyebilir. İktidarı alarak, kurucu meclisin toplanmasını ancak bizim partimiz güvence altına alabilir; o vakit parti, diğer partileri kurucu meclisin toplanmasını geciktirmekle suçlayacak ve suçlamalarını ispatlayabilecektir.

Britanya ve Almanya emperyalizmi arasında yapılacak ayrı barış anlaşmasına mani olmak zorundayız, bu ancak hızla harekete geçersek mümkün olabilecektir.

Halk, Menşeviklerin ve Sosyalist Devrimcilerin tereddütlü tavırlarından bıkmıştır. Köylüleri safımıza çekecek tek şey, bizim büyük şehirlerde elde edeceğimiz zaferdir.

* * *

Şimdi bizler, kelimenin dar anlamıyla, ayaklanma “gün”ü ya da “ân”ı ile ilgilenmiyoruz. O “gün” veya “an”, sadece işçiler ve askerlerle, yani kitlelerle temas içerisinde olanların ortak sesi tarafından kararlaştırılacaktır.

Şimdi mesele, Demokratik Konferans’ta partimiz, fiilen kendi kongresini yapacaktır ve bu kongre (parti ister kabul etsin ister etmesin) devrimin kaderi konusunda karar vermek zorundadır.

Mesele, parti için ifa etmesi gereken görevin netleştirilmesidir. Bugünün görevi, Petrograd ve Moskova’da (kendi bölgesi ile birlikte) silâhlı bir ayaklanma başlatmak, iktidarı ele geçirmek ve hükümeti devirmektir. Bu görevin ifası için, söz konusu eylemi basında açıktan, gereğinden fazla ifşa etmeksizin, nasıl kışkırtabileceğimiz üzerinde durmamız gerekmektedir.

Marx’ın ayaklanma ile ilgili sözünü hatırlamak ve bu sözün üzerinde düşünüp taşınmak zorundayız: “Ayaklanma bir sanattır.”

* * *

Bolşeviklerin “resmî” planda belirli bir çoğunluğa sahip olmasını beklemek çocuksu bir davranıştır. Hiçbir devrim böylesi bir beklenti içerisinde olamaz. Kerenski ve çetesi de beklememekte, Petrograd’ı teslim almak için hazırlık yapmaktadır. Petrograd ve Moskova işçilerinin sabrını tüketense, Demokratik Konferans’ın o sefil tereddütlü hâlidir! İktidarı tam da şimdi almazsak, tarih bizi affetmeyecektir.

Aygıt mı yok? Sovyetler ve demokratik örgütler birer aygıt olarak mevcutturlar. Britanya ve Almanya arasında yapılacak bir barış anlaşmasının sonuca bağlanmak üzere olduğu momentte, mevcut uluslararası durum da bizim lehimizedir. Bugün milletlere barış önerisinde bulunmak, kazanmak demektir.

Hem Moskova’da hem de Petrograd’da iktidarı aynı anda almak suretiyle (hangisinin önce alındığının bir önemi yok, Moskova muhtemelen önce alınacaktır.), bizler kesin ve tartışmasız bir biçimde kazanacağız.

N. Lenin
12-14 Eylül 1917
Kaynak

Dipnotlar:
[1] Bu mektuplar 15 (28) Eylül 1917’de Merkez Komite’de tartışılır, komite taktikleri tartışmak için kısa bir zaman sonra bir toplantı yapılmasını kararlaştırır. Ayrıca Lenin’in mektuplarının bir nüshasının muhafaza edilip edilmeyeceği oylanır. Oylamada altı kişi lehte, dört kişi aleyhte oy kullanır, altı üye ise çekimser kalır. Parti’nin sosyalist devrime dümen kırmasına itiraz eden Kamenev, Lenin’in silâhlı ayaklanma örgütleme teklifine karşı bir karar çıkartmak için hamle yapar ama başarısız olur.

[2] 6 Mart: koalisyona dayalı birinci geçici hükümetin ilâhı; 31 Ağustos: Petrograd İşçi ve Asker Vekilleri Sovyeti, Sovyet Hükümeti’nin kurulması için çağrı yapan bir karar çıkartır; 12 Eylül: Sosyalist Devrimciler ve Menşeviklerin hâkimiyeti altında olan İşçi ve Asker Vekilleri Sovyetleri Merkezî Yürütme Komitesi ile Tüm Rusya Köylü Vekilleri Sovyeti Yürütme Komitesi’nin Demokratik Konferans’ın toplanması için belirlediği tarih. Demokratik Konferans 14-22 Eylül’de Petrograd’da yapılır.

0 Yorum: